Elektrikli araçlar, artık günümüzde her alanda kullanıma geçti. Şehir içi ve şehirler arası trenler de elektrikli olarak yol alıyor. Elektrikli trenlerin avantajı ise ihtiyacı olan elektriği direkt olarak sistemine alabilmesi. İşte bu farklılık binek araçlarda ve yük taşımacılığında elektriği depo ederek kullanma zorunluluğu getiriyor.
Teknoloji son 50 yılda o kadar hızlı ilerledi ki binlerce yıldır olmayan bir çok yenilik bu yarım asra sığdı. Her yeni keşif, başka keşfin önünü açtı. Bazı keşifler olmasaydı, günümüzdeki teknolojilerin de şekillenmesi bu kadar hızlı olmazdı.
Teknolojik gelişmelerden güneş teknolojileri de haliyle hakkını aldı. Güneş teknolojilerinin de gelişmesiyle birlikte günümüzde elektriğe yönelim de arttı. Güneşten elektrik üretimine yönelik teknolojilerin gelişmesiyle birlikte elektrikli araçların sayısı arttı. Güneş teknolojileri olsun temiz enerji ile üretilen enerjinin kullanımının yaygınlaşması bazı ihtiyaçları da beraberinde getirdi. Zira üretilen elektrik maalesef uzun süreler depolanamıyor. Üretilen elektriği de tüketmek zorunda kalıyorsunuz.
Fosil yakıtın 2050’li yıllarda tükeneceği ön görüldüğü yer yüzünde gelişen teknoloji sayesinde elektrik araç teknolojileri de eş zamanlı olarak gelişerek yeşil enerjiye daha da sarılmamıza katkıda bulundu. Bilim insanları, büyük girişimciler ve yatırımcılar fütürist yaklaşımlarda bulunan kesimlerdir. Onların geleceğe yönelik ön görüleri ile teknoloji şekillendirmekteyiz. Onların ön görüleri küresel boyutta kullandığımız tüm araçların elektrikli çalışması yönünde. Zaten son 5 yıldır elektrikli otomobillerin de kullanımı giderek artmakta.
Bu bir dönüşüm süreci…Nasıl akaryakıt istasyonlarında araçların benzin, motorin veya lpg ihtiyacını karşılıyoruz, çok yakın bir gelecekte aynı bu istasyonlarda elektrikli araçların enerji ihtiyacını karşılayacağız.
Elektrikli araçlar, bilindiği üzere şarj istasyonları teknolojileri sayesinde şarj olmaktadır. Şebeke elektriği ile de şarj olan araçlar bulunmaktadır ancak mevcut şebeke elektriği ile araçları şarj etmek çok uzun saatler almaktadır. Bu yüzden “DC” denilen şarj istasyonları sayesinde şarj süresi 30-60 dakikalara kadar düşmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde araçların şarj süreleri 5 dakikaya kadar ineceğine inanıyoruz.
Elektrikli araç şarj istasyonları şuan belki çok gözümüze batmasa da yakın bir gelecekte şarj istasyonları akaryakıt istasyonları gibi görünür hale gelecektir. Elektrikli araçların menzilleri konusunda yapılan çalışmalar devam etse de günümüzde bu menzilin uzun mesafelere çıkması çok zor görünüyor. Sebebi ise asla teknoloji değil. Küresel sistem bir aracın bir depo enerji ile 1000 kilometreden fazla seyahat etmesini arzu etmez. Menzil kısa olacak ki tüketim olsun. İşte bu ekonomik nedenlerden dolayı araç şarj istasyonları akaryakıt istasyonlarından daha fazla noktada hayatımızda olacak.